Üretici: Brøderbund Software
Yayımcı: Brøderbund Software
Yıl: 1993
Puan: 4.0Jaffar’ın ölümüyle hikaye bitti mi sanmıştınız? O kadar da çabuk değil! Prens kötü Vezir’i yendikten sonra, uzak savaşlardan dönmüş olan Sultan, prense müthiş zenginlikler sundu. Ama yabancının tek bir isteği vardı – kızıyla evlenmek. Ve böylece, genç çift mutlu bir şekilde yaşadı...şey, 11 gün boyunca. Bir gün, prens kaleye döndüğünde farketti ki, kafası karışmış bir şekilde, kimse onu tanımıyordu, prenses bile. Kendi taklidini yapan, kendi etinden kopmuş gibi mükemmel bir ikizini tahtın yanında gördüğünde duyduğu şaşkınlık muazzamdı. Evet, Jaffar Ve büyüsü geri döndü! Vezir’in emriyle, korumalar kahramanımızdan kurtulmak için atıldı. Sokaklar onun tek kaçış yoluydu...
Prince of Persia 2: The Shadow & The Flame, serideki ilk oyuna kıyasla, acı veren ve sinir bozucu 15 bölümün bir karışımı. Geliştiriciler, Prince of Persia’da tutarlılık göstermeyen şeyleri gerçekten düzeltmişler, ama aynı zamanda onu doğrudan ünlü yapan unsuru da mahvetmişler: karakter kontrolü. Hareket etmek artık akıcı değil ve diğer aksiyonlar gerekli tuşa bastıktan sonra sinir bozucu bir gecikmeden sonra işliyor, mesela bir çukurun üstünde atlama girişimlerinizi mahvediyor.
Klavye kontrol düzeni de bazı değişiklikler görmüş, aynı kalan “özgür koşu” modunu saymazsak: eğilmek için Aşağı Ok Tuşu, zıplamak ve köşelere tırmanmak için Yukarı Ok Tuşu, taraflardan birine gitmek için Sağ ve Sol Ok Tuşu ve dikkatli yürümek ve düşerken köşeden sarkmak için Shift tuşu. Değişiklikler “dövüşme” moduna yapılmış. Artık istediğiniz zaman aktif edebilirsiniz, önünüzde bir düşman olmasına gerek yok. Ctrl’ye basılarak yapılıyor. Dövüşürken, Ctrl aynı zamanda saldırma vazifesi de görüyor, blok için Yukarı Ok Tuşu, yürümek için Sağ/Sol Ok Tuşu ve “dövüş” modundan çıkmak ve kılıcınızı kınına sokmak için aşağı ok tuşu. Bir diğer ekleme de birçok kayıt slotu. Tek bir kayıt dosyanızın olduğu ilk PoP ile kıyaslarsak, artık 10 slotunuz var. Kayıt menüsünü açmak için Alt+G tuşuna basıyorsunuz ve önceki oyunu açmak için de – Alt+ L. Ayrıca basit bir checkpoint sistemi de getirmişler (genellike bölüm başına bir checkpoint). Checkpoint’ler size çok yardım ediyor, çünkü bölümler daha büyük ve söylediğim gibi, daha zor. Önceki oyunu açtığınızda ya bölümün başında başlayacaksınız, ya da kaydettiğiniz en son Checkpoint’ten başlayacaksınız.
Elbette, 3 yıllık teklonojik ilerleme daha iyi grafikler sağlamış. Bölümler artık çeşitli ve detaylı, limanda başlıyor, sahillerde ve Terkedilmiş Şehir’de devam ediyor, ve sonunda tarikat üyelerinin tapınağı ile Yüce Saray’da bitiyor. Sanatçıların o zamanlarki diğer oyunlardan esinlendiği belli. Örneğin, Terkedilmiş Şehir, Castlevania’nın bölümlerini mükemmel bir şekilde kopyalıyor, medusa kafaları ve yılanlar bile var. Düşmanlardan bahsetmişken, onlardan bir sürü var: korumalar, iskeletler, medusa kafaları, yılanlar, tarikat üyeleri (kuşadamlar) ve özel karakterler. Her bölümde yaşam puanları ve zorlukları artıyor, bu yüzden saldırı şekillerini öğrenmek çok önemli. En sinir bozucu olanları medusa kafaları, ama ne zaman saldıracağınızı ve yeni kılıcınızı aldıktan sonra, çocuk oyuncağı olacaklar. Oyun boyunca kullanacağınız üç kılıç var. İkincisi en zayıf olanı, düşmandan yalnızca yarım yaşam puanı alıyor ve kısa mesafeli. İlk kılıç ve son “özel” kılıç temel olarak aynı, tam bir yaşam puanı alıyor (fark menzillerinde). Doğal olarak, silahları değiştiremiyorsunuz, çünkü onları hikayede özel noktalarda alıyorsunuz.
Temel göreviniz yine aynı – bölümün son kapısını açmak ve içeri girmek...varsa. Eğer yoksa, yaratıcı düşünce gücünüzü kullanmalısınız ve bulunduğunuz yerden kaçmak için başka yollar bulmalısınız. Buralardaki bulmacaların çoğunun mantıklı olmadığını size temin ederim. Uçan halıların, uçan atların ve kötü büyücülerin olduğu bir oyundan ne beklerdiniz ki? Yerdeki levhalar hala oyunun en önemli unsuru ve değişik şekillerde geliyorlar: kapı açanları, kapı kapatanları, bölüm kapısı açanları, aşağı doğru gevşek olanları (ayağızın altında düşüyorlar), yukarı doğru gevşek olanları (mario gibi kafanız ile vurduğunuzda üstünüze düşüyorlar), dönenler (yatay olarak dönerek sizi çukurdan aşağı gönderiyorlar). Belki oyunda var olan geniş çaplı tuzakları da duymak istersiniz: lav çukurları, ufak yapay kurbağa görünümündeki iğne silahları, yatay dikenler ve keskiler, eziciler... Sıkıntınızdan kurtaracak her şey. Kendizi öldürmek için yaratıcı yollar deneyebilirsiniz, ya da daha iyisi – düşmanlarınızı öldürebilirsiniz. Yanan lavın içine gönderebilirsiniz ya da doğrudan keskiye itebilirsiniz...
Eğer buraya kadar okuyup, devam oyununda zaman sınırı olmadığı için şanslı olduğunuzu düşündüyseniz, çok yanıldınız. Yalnızca ilk üç bölümü geçerken zaman harcayabilirsiniz. Kötü Vezir Jaffar prensesi bir hastalık ile lanetliyor ve Yüce Saray’a ulaşmak ve prensesi ölümün pençesinden kurtarmak için yalnızca 75 dakikanız var. Bazen, öldüğünüzde veya bölüm geçtiğinizde, dökülen yaprakları olan bir ağaç görünyüsü geliyor. Prensesin kalan yaşamını gösteriyor, ama o kadar da önemli değil. Herşeyi doğru yaparsanız ve öldüğünüzde baştan açarsanız (load) (kapatıp açmak değil) yaparsanız, sona ulaştığınızda fazladan 20-30 dakikanız olacaktır.
Hikaye arkaplandaki iyi bir hikayeci tarafından anlatılıyor, neredeyse sessiz olan önceki oyuna göre bir ilerleme kaydetmişler. Seslendirme yok, ama basit bir doğu öyküsünde buna kim ihtiyaç duyar ki. Sesle ilgili tek şikayetim adım sesleri yapmamaları, prens bir hayaletmiş gibi.
Serideki ilk iki oyunun arasındaki en büyük fark, dövüşe olan yoğunluk. İlk oyunu bulmaca temelli sayarsak, Shadow & the Flame dövüş bölümleriyle sizi canlı tutuyor. 2, hatta 3 adam sizle aynı anda sizle dövüştüğünde şaşıracaksınız. Bu tür durumlarda onları teker teker hızlı bir şekilde öldürmelisiniz, çünkü size iki taraftan da saldıracaklar ve en son baktığımda Almanya iki cephede birden savaşırken İkinci Dünya Savaşı’nı kaybetmişti.
Bir keşiş kadar sabırlıysanız ve bir savaşçı ruhuna sahipseniz bu oyunu kolaylıkla seveceksiniz. Aksi takdirde, bölümlerin her köşesini öğrenmekten ve nasıl kaçılacağını anlayamadan defalarca ölmekten doğan sinir bozukluğu sizi kesinlikle cinnete yakınlaştıracaktır. Ve merak etmeyin – bu oyunda hile yaparsanız kimse size gülmeyecektir.
Ctrl+Q - Oyunu Kapatır
Escape - Oyunu Durdurur
Alt+R - Oyunu Baştan Başlatır
Alt+A - Bölümü Baştan Başlatır
Alt+S - Sesi Açar/Kapar
Alt+O - Seçenekler Menüsü
Durmadan Sağ Ok Tuşu ve Sol Ok Tuşuna basmak - Gölge Modunu Açar
SPACE - Shows Remaining Time
Escape - Oyunu Durdurur
Alt+R - Oyunu Baştan Başlatır
Alt+A - Bölümü Baştan Başlatır
Alt+S - Sesi Açar/Kapar
Alt+O - Seçenekler Menüsü
Durmadan Sağ Ok Tuşu ve Sol Ok Tuşuna basmak - Gölge Modunu Açar
SPACE - Shows Remaining Time
OYUNUN ÇALIŞTIRILMASI:
DOSBox kullanın ve şikayet etmeyin. Başlatan dosyanın ismi Prince.exe. VDMSound kullanırken oyun bölümlerin belirli yerlerinde donuyor. Oynanamaz.
DOWNLOAD
2 yorum:
Bu oyunu çalıştırabilmek için dosbox kullanmanız gerekmekte.
Öncelikle elinize sağlık anıları tazeledik sayenizde :) Bu oyun için indirme hatası aldığımı belirtmek isterim. Kolay gelsin.
"The file you wanted to download
does not exist :( "
Yorum Gönder